Deri, insanoğlunun ihtiyaçlarını gidermek için kullandığı ilk malzemelerden birisi. İlkel çağlarda örtünme amaçlı kullanılan deri, daha sonra savaşlarda kın, üzengi ve sadak olarak stratejik önemi olan bir malzeme halini aldı.
Deri sektörü üretimi için gerekli hammaddesini, hayvancılık sektöründen tedarik ediyor. Mezbahalardan ve diğer kesimhanelerden elde edilen derilerin kullanma şekillerine ve mahalli koruma geleneklerine göre, yağ ve diğer yabancı maddelerden temizlenip, sınıflandırılmaları yapılır, muhafaza edilebilir hale getirilir. Ham deri, et üretiminin yan ürünleri arasında, değer bakımından birinci derecede önemli olan yan üründür.
Türklerin 15’inci yüzyıldan bu yana faaliyet gösterdikleri bir sektör olan dericilik, 20’inci yüzyılın ikinci yarısında önemli sektörlerinden biri haline geldi. Deri sanayii çok eski ve köklü bir yapıya sahip olmasına rağmen Cumhuriyetin ilk yıllarında babadan oğula geçen ve lonca karakterini muhafaza eden bir iş kolu olarak kaldı, ancak kalkınma programlarında belirlenen çeşitli özendirici ve destekleyici tedbirler sayesinde kabuk değiştirmeye başladı. Devletin deri sektöründeki etkinliği ise, Sümerbank’ın kurulması ile başladı. Tabaklama çalışmaları ve ayakkabı üretimi, uzun yıllar boyunca sektörün önde gelen etkinliklerinden biri oldu. Türkiye’de 1950 yılından başlayarak daha liberal ve özel sektör odaklı bir kalkınma ve ticaret politikası uygulaması, sektörde özel girişimlerin payını arttırdı ve günümüze kadar yüzde yüze ulaşmasını sağladı.
Deri, yüzde 65 su, yüzde 32,5 protein, yüzde 2 yağ ve yüzde 0,5 mineral tuzlardan oluşur. Üst, orta ve alt olmak üzere 3 tabakası vardır. Orta deri, derinin yüzde 85’lik bölümünü kapsar ve işlenen kısımdır.
Öte yandan, derinin kalitesi cildinin temizliği ile ölçülür. Derideki hatalar ise kullanılan kimyasalların etkileri, işlemler sırasındaki yanlış uygulamalar ya da hayvanın yaşadığı ortamdan kaynaklanan izler nedeniyle oluşuyor. Derilerin stoklanacağı alanların, hava almaması, serin ve güneş almayan bir konuma sahip olması da kalitesini etkileyen kritik etkenler arasında.
Derinin işlenmesi sırasında ise öncelikle ham deriye salamura yapılarak, bakterilerden korunması ve bozulmadan kullanılması sağlanır. Salamura işlemi, tuzlu, piklaj ya da kurutma yoluyla salamura olmak üzere 3 farklı şekilde uygulanır. Derinin esnek bir yapı kazanması ve dayanıklılığı için ise bitkisel ürünlerden, mineral ve sentetik kimyasallardan (tanenlerden) yararlanılır. Deriyi ısı, nem, bakterilere karşı dayanıklı hale getirme, teknik karakter kazandırma amacıyla yapılan işlemlerin tamamına ise tabaklama denir. Bu işlemlerin yapıldığı yer ise tabakhane olarak adlandırılıyor
Deri, hemen hemen bütün üretim aşamalarında el emeğinin yoğun olarak kullanıldığı bir sektör. Ayrıca standart bir biçime sahip olmadığı ve her zaman ihtiyaçlara uygun olarak hazır bulunmadığından, hammaddenin talepler doğrultusunda hazırlanması da sektörde önemli bir üretim aşamasıdır.
Üretiminde kullanılan teçhizatın yeniliği, ürünün kalitesini ve genel olarak verimliliğini etkilediğinden, Türk deri sektörü üretim teknolojisinde meydana gelen değişiklikleri yakından takip ediyor. Kullanılan teknoloji rakip ülkelerin birçoğuna göre ileri durumda. Önemli deri konfeksiyon ülkelerinden Çin, Hindistan ve Pakistan bu anlamda Türkiye’nin oldukça gerisinde yer alıyor. Öte yandan, dünyanın en önemli deri üreticisi İtalya, teknoloji, moda ve katma değer açısından Türk deri sektörünün kendine hedef edindiği ülkelerden...
Türkiye’de deri hammaddesi, deri konfeksiyon üreticilerinin ihtiyaçlarına ve kalite beklentilerine cevap vermede yetersiz olduğundan; sektör, yüzde 70-75 oranında ithalata bağımlı durumda. Diğer bir önemli üretim girdisi de işçilik. Toplam girdiler içindeki payı yüzde 15-20 dolayında. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Çin, Hindistan ve Pakistan deri üretiminde düşük ücret düzeyleri ve devletin uyguladığı sübvansiyonlar nedeniyle avantajlı konumda.
400.000 tonluk yıllık deri işleme kapasitesi bulunan sektörde, ihracatta tek pazara bağımlılık ve istikrarsız pazar hareketleri nedeniyle kapasite kullanım oranı düşük kalıyor. 1998 krizini takiben Rusya pazarında yaşanan kriz ve bavul ticaretinin durma noktasına gelmiş olması, sektörde üretim kapasitesini yüzde 30’lara kadar geriletti. 2000 yılından sonra Rusya piyasasının toparlanma sinyalleri vermesi ve üreticilerin Avrupa pazarında ihracat arayışlarını yoğunlaştırmaları sonucunda, sektör toparlanma sürecine girdi. 2002 yılından sonra ise deri ve deri mamulleri sektörü imalat sanayi üretimindeki yüzde 2,3’lük ve toplam sanayi istihdamındaki yüzde 1,5’lik payı ile ülke açısından hayati öneme sahip sektörlerden birisi haline geldi.
Kaynaklarda, sektörle ilgili, sonraki yıllara yönelik yeni bir bilgi akışına ise rastlanmıyor
Deri ve deri mamulleri ihracatının ülkelere göre dağılımı incelendiğinde, 2004 yılı itibariyle AB ülkelerinin, yüzde 51,2’lik payla Türkiye’nin en büyük ihraç pazarı olduğu görülüyor. AB ülkeleri arasında ise Almanya yüzde 19,3’lük payla 1’inci, Fransa yüzde 8,1’lik payla 2’inci sırada yer alıyor. Türkiye’nin diğer önemli ihraç pazarı ise yüzde 17,1’lik paya sahip olan Rusya. Türkiye’nin deri ve deri mamulleri ihracatının gerçekleştirildiği diğer önemli ülkeler ise şunlar: ABD (yüzde 8), Hong Kong (yüzde 3), Kanada (yüzde 1), Japonya (yüzde 1) ve Çin Halk Cumhuriyeti (yüzde 1).
Başlıca ülkeler itibariyle sektörel ithalat incelendiğinde ise Türkiye’nin genel deri ithalatı içerisinde yüzde 54,6’lık paya sahip AB ülkelerinin 1’inci sırada geldiği görülüyor. İtalya (yüzde 14,7), İspanya (yüzde 14,3) ve İngiltere’nin (yüzde 13,4) AB ülkeleri arasında en büyük oranda ithalat yapılan ülkelerden. Bu ülkelerin dışında, Çin Halk Cumhuriyeti (yüzde 9), Avustralya (yüzde 6), ABD (yüzde 4), İrlanda (yüzde 2) ve Azerbaycan (yüzde 2) ithalat yapılan başlıca ülkeler arasında.
Kaynaklarda, sektörle ilgili, sonraki yıllara yönelik yeni bir bilgi akışına ise rastlanmıyor.
Deri tabaklanan fabrikadır. Ham deri olarak gelir ve bitmiş deri olarak fabrikadan çıkar.
Tabakhane deri tabaklanan fabrikaya verilen addır. Her türlü hayvanın postu buraya yaş ya da tuzlanmış deri olarak gelir ve çeşitli aşamalardan geçtikten sonra tabaklanmış ya da bitmiş deri olarak fabrikadan çıkar. Deri tabaklamasında esas derinin organik bir nesneden inorganik bir nesneye çevrilmesidir. Tabakhane debbağhaneden gelen bir kelimedir.Debbağ eski dilde deri işleyen kişiye verilen isimdi, bu işin yapıldığı yerede debbağhane denirdi. Günümüze ise bu kelime tabakhane olarak gelmiştir. Osmanlıda debbağlık önemli zannaatlardan biriydi. Mesleğin ahilik ocakları vardı, bu işin piri de ahi Evrandı. Deri işlemesi meşakkatli, emek isteyen ve severek yapılması gereken bir iştir. Deri çeşitli kimyasal ve fiziksel işlemlerden geçerek bir mamül olur ve bizim hizmetimize sunulur. Her işlemin kendine has önemi vardır. Bir işlemi yanlış veya eksik yapmak deriyi kullanılamaz hale getirebilir. Osmanlı döneminde deri tekeli vardı… Safranbolu da derinin tabaklanması olabilmesi için o dönemin ileri gelenleri çeşitli tedbirler almışlar… Safranbolu da tabaklanmayan deriyi satanlardan o dönemin tüccarları alış veriş yapmazlar ve mecburen Safranbolu da deriyi tabaklananlar satılırdı o dönem çok para kazanan Safranbolu iş adamları Köşkler, konaklar ve 99 odalı evler yaptırmış… Bazı evlerin içine çeşme dahi getirilmiştir…
Safranbolu da taze köpek dışkısı için tabakhanelerde yaygın olarak binlerce köpek beslenirmiş. Ham deri, kıllardan, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temizlendikten sonra kimyasal olarak işlendiği sama safhasında, taze köpek dışkısı enzimlere ihtiyaç duyulduğundan, Tabakhanelerin olduğu yerleşim yerlerinde çoluk çocuk ellerinde teneke maşrapalar, köpek dışkısı toplarlar, sama işlemi ancak dumanı tüten taze dışkı yapılabildiğinden koşa koşa tabakhanelere yetiştirirlermiş...
Hayvanların derilerinin işlendiği atölyeler köpek dışkısı için yanar tutuşurlarmış. Çünkü bir tek taze köpek dışkısı içinde bekletilen deri yumuşacık, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen yani kaliteli olabilirmiş. Bu nedenle köpek çiftlikleri kurulmuş… Binlerce köpek beslenmiş, üretilmiş ve hatta Köpeğin dışkısını sıcak ve kurumadan yetiştirmek için sistemli bir iş örgütlenmesi kurulmuştur.
Bugün dericilik tamamen ölmüş olup, yapay olarak yeni kimyasallarla da aynı sonuç elde edilmeye başlanınca köpeklerin de, dışkı toplayıcıların da pabucu dama atılıvermiş, "tabakhaneye bok yetiştirmek" de yeni kuşakların nereden geldiğini bilmediği, merak ettiğini de sanmadığım bir deyiş olarak - belki de içinde bok kelimesi geçtiğinden günümüze kadar gelebilmiş.
Safranbolu da deriyi işleyip kullanılabilir hale getiren meslek erbabına. "Tabak mısın; it bokuna muhtaçsın", denirmiş…
Bugün Almanya, Fransa, Hollanda da hayvan hakları savunucu bazı genç grupları hafta sonları deri giyenleri avlamak için balonların içine koydukları boyalarla deri giyenlere saldırmaktadırlar…
Abraj: (Abre’ger-Fr.Kısaltmak) Boyanmış zig derinin aynı rengi tutması durumudur.
Antik: (Antique-Fr. Eski) Boyandığı zaman alaca olan giysilik deri.
Apre: (Apre-Fr. Sert) Finisajda ciltte kullanılan boya ve dolgu katlarının en dışına denir.
Ardiye (Ar-depo) Ham derilerin satılmak üzere getirildiği depo.
Arıtma: (Arı-Tr./t-Tr/ma-Tr.)Derinin işlenmesi sırasında ve üzerine uygulanan bütün işlemlerin sonunda ortaya çıkan atık, işe yaramayan maddelerin çevreye zarar vermeden kanal yoluyla uzaklaştırılmasıdır.
Asortçu: (Assorti-Fr.-Uygun düşmek/çu-Tr.) Derileri kalitesine, cinsine, büyüklüğüne göre ayırıp kontrolünü yapan kişilere denir.
Asortlama: (Assorti-Fr./la-Tr./ma-Tr.) Derileri kalitesine, cinsine, büyüklüğüne göre ayrılmasına denir.
Astar;(Far) Zig derinin boyanmaya hazır haline denir.
Astragan: (Fr.kuzu kürkü) Yüzeysel, açık bukleli Kırgız kuzusunun işlenmiş, boyanmış kürküne denir.
Ayak: (Tr.)Derilerin büyüklüğünü belirten 10 desimetre karelik ölçü birimi.
Ayak Verme: (Ayak-Tr./ver-Tr./me-Tr.)Ham derinin işlendikten sonra tahmin edilenden fazla ölçü vermesidir.
Badana: (badigeon-Fr)Dam derinin üzerindeki kılları, tüyleri çıkarmak için yapılan uygulamadır.
Biye: (Bilet-Fr.-Kısa)Konfeksiyon veya ayakkabı imalatında kullanılan parça derilerdir.
Böve: Derinin yağını alan makinedir.
Budama: (Buda-Tr/ma-Tr)Derinin işlenmeye başlaması için derinin kullanılmayan parçalarını keserek ayıklamaktır.
Cilt Verme: (Cilt-Ar/ver-Tr./me-Tr.)İşlenmiş derinin istenilen özelliklere sahip olması durumudur.
Corium: Deri tabakası da denir. Vücudu çarpma, vurma, yaralamaya karşı koruyan vücut ısısını dengeleyen tabakadır.
Çakma: (Çak-Tr./ma-Tr.)Sanayi dilinde çakma olarak kullanılan gergi, işlenmiş derilerin kırışıklıklarını düzeltmeye yarayan makinedir.
Çiçek: (Tr.)Ham derinin üzerine bakteriler tarafından yapılan, nokta nokta oluşan deri hastalığıdır.
Damarlılık: (Damar-Tr./lı-Tr./lık-Tr.) İşlenmiş, bitmiş deride kan damarlarının görünür hale gelmesi, belli olması durumudur. Bu durum derinin kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkiler.
Desi: (Décimétre-Fr.-Metrenin onda biri) Derinin boyutlarını ölçmeye yarayan makine.
Difüzyon: (Diffision-Fr.-yayma dağıtma) Tabaklama maddelerinin deriye bağlanma yerlerine işlenmesidir.
Dolapçı: (Dolap-Ar. /çı-Tr.)Deri dolabına derileri atan, kimyasal madde veren, durumuna bakan kişidir.
Döş:(Tr) Ham deride hayvanın göğüs kısmına denir.
Dermis: (Dermiqke-Fr.-Deri ile ilgili) Derilerin kalınlığının %98’ini teşkil eden ham derinin asıl tabakasıdır.
Etek:(Tr) Hayvanın karın bölgesinde bulunan ve boylamasına kesilen sağ ve sol tarafındaki ince kısmıdır.
Etleme: (Et-Tr./le-Tr/me-Tr.) Ham derinin et yüzeyinde kalmış olan yağ parçalarının kavaleta denilen makine ile alınmasıdır.
Fikse: (Fixer-Fr. Tespit etmek) Tabaklama maddeleri
nin moleküllerini büyüterek suda çözünürlüğünü azaltmak için yapılan işlemdir.
Finisaj: (Finissage-Fr.-Son olarak gözden geçirme.) Deri işlemenin son aşamasıdır. Derinin parlaklığının, cildinin, esnekliğinin, yırtılma direncinin ve kalitesinin belirlenmesinde önemli payı olan son rütujdur.
Glase (Şevra):(Glace-Fr-Yumuşak deri) Keçi ve oğlaktan elde edilen yüzlük (ayakkabılık) deridir.
Hipodermis: (Hipo?/dermis-Fr)Deri hayvanının sırtı yüzülürken yüzücü tarafından deride bırakılan et ve yağ artıklarından oluşur.
Isınık: Deri cildinin tuzlama hatasından dolayı kısmen kalmaması durumudur.
Iskarta: (Scarto-İta.-Değerini yitirmiş mal) İşe yaramayan, ayrılıp atılacak olan deri.
İspire: .Derinin yüzülmesi sırasında sivri ve keskin aletlerin kullanılmasıyla oluşan ciltteki kesiklere verilen addır.
İstifleme: (Stiva-İta.-Stok/le-Tr./me-Tr.) Ham derinin bozulmadan üst üste konarak depolanmasıdır.
Kenar Alma: Bitmiş zig derinin işe yaramayan yerlerinin kesilip ayıklanması işidir.
Krek: Cildi alınarak yapılan deri.
Krast: Yarı mamül deri için kullanılan terim.
Kromlu Deri: (chrome-Fr/lu-Tr/deri-Tr)Yarı mamül kromlanmış deri.
Kropon: (Crop-İng.-Kırpmak, kesmek. /on?) Deride asıl kullanılan bölgedir. Deride kuyruktan ilk boyun çizgisine kadar boyuna, etekler hariç enine olan kısım; sırt ve sağrıyı içine alır.
Keratin: (keratine-Fr)Deride kılları, yünleri oluşturan tabaka.
Kondüsyonlama: (Condition-Fr.-Şart, durum/la-Tr/ma-Tr.) Test yapılacak işlenmiş derilerin belirli sıcaklık, belirli nem, standart atmosfer şartlarında gerekli süre tutularak belirlenmesi işlemidir.
Kollegen: Ham derinin en önemli proteini olup deride çok büyük miktarda bulunur. Taze ham derinin %30’unu oluşturur.
Konserveleme: (Conserve-Fr./le-Tr./me-Tr.) Derinin bozulmadan uzun süre depolanması için tuz, hava, güneş etkisiyle kurtulup depolanmasıdır.
Konsinye: Satılmak üzere gönderilen mal.
Koreks: Pres ile yapılan giysilik deri.
Kumpas: Kuru traşta derilerin kalınlığının ölçülmesinde kullanılan ölçü aletidir.
Kuru Traş: (Kuru-Tr./Trash-İng) İşlenmiş derilerin kalınlıklarının standart hale getirilmesi için ayarlanmasıdır. Bu kuru traş makinesi ile yapılır.
Kusma: (Kus-Tr.-ma-Tr.) Deri yağının işlentiden sonra yüzeye çıkmasıdır.
Lazer Baskı: (Laser-İng/Bas-Tr/kı-Tr.) İşe yaramayan ya da çeşit olarak kullanılma amacıyla özel kağıtların cilde basılmasıyla cildi değiştirme yöntemidir.
Mal Pişirme: (Mal-Tr./Piş-Tr./ir-Tr./me-Tr.) Kireç gidermeden tabaklama sonuna kadar olan işlemdir.
Manca: Ham derinin kıl ve tüylerini çıkarmak için kireç ve zırnık kimyasalı ile yapılan badana çözeltisine halk arasında manca denir.
Merdane: (Merd-Far./ane-Far.-Erkeğe yakışır.) 4 mm kalınlıkta olan erkek ayakkabıları için işlenmiş köselelerdir.
Meşin: (Far.-Sepilenmiş koyun derisi.) Koyundan elde edilen ayakkabılık deridir.
Mikser: (Mixer- İng) Krom, nikelden yapılan ve derinin hemen hemen bütün işlentileri sırasında kullanılan dolap.
Mordan: Deri boyamada kullanılan önemli boyar maddedir. Özellikle kürklerin boyanmasında kullanılır.
Mostraklapa: Tekstilde bedenin iç kısmına geçirilen yaka alt parçası.
Nokra: (Ar.-Bir tür hastalık) Hayvan canlı iken at sineğinin deri altına bıraktığı larvalar yüzünden oluşan delikler işlenti sonrası ortaya çıkar. Bu hastalığanokra denir.
Nubuk: Su geçirmez deri.
Optik Okuyuculu Boya Makinesi: (optique-Fr/oku-Tr/y-Tr/ucu/Tr/lu-Tr/boya-Tr/machinna-İta/sı-Tr)Derileri bilgisayar sistemli boyayan makinedir. Derinin olduğu yere boya püskürten, derinin olmadığı yerde püskürtmeyen bant üzerinde giden makinedir.
OSL: Deriyi yumuşatmaya yarayan yağ.
Paket: (Paquet-Fr.) Ortalama 12 adet işlenmiş, bitmiş derinin katlanıp toplanmasıdır.
Parti: (Partie-Fr.)Ortalama 500 adet olan deri.
Pikle Deri: Yünü alınmış ham deriye denir.
Pinal: Deri üzerindeki kıl köklerinin genişlemesi.
Planje: Boyasız işlentisi bitmiş zig deri.
Pres: (Presse-Fr.-Baskı) İşlenmiş derinin cildinin düzgün olması için ütülenmesinde kullanılır.
Presçi: (Presse-Fr./çi-Tr.)Derileri ütüleyen kişi.
Potluk: (Pot-Tr./luk-Tr.) İşlenmiş derinin kafa, bacak ve kuyruk kısımlarındaki kırışmış, boşluk oluşmuş kısımları için söylenir.
Roto Pres: (Roto-İng-Dönen/ Pres-Fr.) Derilerin iki silindirin arasından geçerek ütülenmesini sağlayan makinedir.
Roll-Coting Metodu: Silindir baskı.
Salamura: Hayvanın kesiminden önce derinin iyice yıkanarak kirlerinin ve gübrelerinin temizlenmesi ve böylece deride meydana gelebilecek bakteri faaliyetlerinin önlenmesi durumudur.
Sıpa: (Tr.) Derilerin işlenti sırasında ve sonrasında tahta veya demirden yapılmış ve tekerlekli olan, derilerin konulması ile taşınmasında kullanılan alettir.
Sırça: (Tr.)Derinin dış görünümünü veren üst tabaka.
Soma: (Yn.) Derinin yumuşayıp, gözeneklerinin açılması için verilen kimyasal maddelerin deriye nüfuz etmesi için asit ve enzimlerle yapılan işlemdir.
Süet: (Suede-Fr.) Cildi alınmış olan işlentisi bitmiş mamül deri.
Tabak: (Ar.)Ham deriyi bazı işlemler ve kimyasallar kullanarak işleyen kişilerdir.
Tabaklama: (Tabak-Ar./la-Tr./ma-Tr.) Kimyasal maddeler ve fiziksel işlemlerle ham deriyi işlemektir.
Tacir: (Ar.) İşlenmiş derileri alıp-satan kişi.
Taraf: (Ar.) Derilerin belli işlentilerden sonra asılıp kurtulduğu yer.
Tav: (Far.) İşlenmiş derilerin yumuşatılması.
Tav Dolabı: (Tav-Far./Dolap-Ar./ı-Tr.) Derilerin işlendikten sonra yumuşatılması için telden yapılmış dolap içinde bir saat kadar çevrilmesine yarayan makinedir.
Terletme: (Ter-Tr./let-tr./me-Tr.) Deri yüzeyindeki kılların sıcak suyu içinde sıcaklık etkisiyle gevşetilerek mekanik olarak deriden uzaklaştırılmasıdır.
Tırtır: (Tr.) Deriyi yumuşatmaya yarayan makine.
Traş: (İng.) Derinin istenilen kalınlığa getirilmesi.
Traşçı: (Trash –İng/çı-Tr.) İşlenmiş derinin kalınlığının ayarlanması için traş makinesiyle bu işlemi yapan kişidir.
Tala: Islatma, yumuşatma, kıl giderme, kireç giderme ve sama işlemlerinden geçmiş tabaklamaya hazır deri.
Tanen: (Tanin-Fr.- deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde) Derinin tabaklanması için kullanılan maddedir.
Toz Alma: Toz-Tr/al-Tr./ma-Tr.) Zımparalama işleminden sonra deriden çıkan toz ve parçacıklarının temizlenmesidir.
Tuşe: (Toucher-Fr.- Dokunuş, dokunma.) Derinin parlaması için üzerine atılan cila.
Trebiel: Astragan kürkünün ham derileri
Vidalı: Ayakkabı için hazırlanan sığır derisi.
Yağ Giderme: (yağ-Tr/git-Tr/er-Tr/me-Tr)Derinin yumuşak, düzgün bir yapı olması için yağ ile yapılan muamelenin temizlenmesi.
Yağlama: (yağ-Tr/la-Tr/ma-Tr)Derinin yumuşak , düzgün bir yapı alması için yağ ile yapılan muamele.
Yıkama:(yıka-Tr/ma-Tr) İşlenti sırasında kullanılan fazla malzemenin arıtılması.
Yumuşatma: (yumuşak-Tr/t-Tr/ma-Tr)İşlemek için derinin kaybettiği suyu kazandırma işlemi.
Yüzlük Deri(yüz-Tr/lük-Tr/deri-Tr) Ayakkabının yüz kısmını oluşturan ve ayakkabılık üretiminde kullanılan deri.
Zenne: (zen-Far/ne-Far-kadınca)3-4 mm klaınlıkta olan bayan ayakkabılarının işlenmiş köseleleridir.
Zımparalama: (zımpara-Far/la-Tr/ma-Tr)Derinin diken, tel çizikleri ve değişik izler finisaj ve rütujla örtülemediği için derinin kalitesinde etkili olur. Cilt hatalarını görünmez hale getirmek için yapılan işleme zımparalama denir.
Zig Deri: (zi-Ar-kıyafet/g-Tr) Konfeksiyona hazır, İşlentisi bitmiş mamül